Reklam

16 Aralık 2012 Pazar

Kolay Kilo Vermenin Yolları

Bu yazımda nasıl kolaylıkla, acı çekmeden, sağlıklı bir şekilde kilo verilebileceğini değerlendirmek istiyorum. Kilo almak size kötü hissettiriyor ya da bir manken, bir top model gibi hissettirmekten uzaklaştırıyorsa mutlaka kendinize uygun bir spor dalı bulmalısınız. Örneğin, bisiklet sürün. Bisiklet, çoğu Türk insanı için 14 yaşına kadar, arkadaşlarla gezme amacıyla binilen bir ulaşım aracı olarak görülmüştür. Ancak bakarsanız yabancı filmlere, insanlar üniversitelerine bile bisikletle gidiyor. Bisiklet yollarına trafik ışıkları koyuluyor. Tamam bunlar bizim ülkemizde de var ama yetersiz! Yıkın tabularınızı atlayın bisiklete ve arabayla gittiğiniz yerlere pedal çevirerek gidin. İnanın ki öyle zevk alacaksınız ki bir dahaki bisiklet turunuza zorla değil zevkle gittiğinizi farkedeceksiniz. Bisiklet, yeterli kilometreyi yaptığınızda vücudunuzda çok fazla terleme yapacaktır. Evinize gittiğinizde kıyafetleriniz terden üzerinize yapışır. Anlayacağınız gibi ter atmak kilo vermenin çok yakın birinci dereceden akrabasıdır.
Eğer bisiklet'ten haz almıyorsanız koşun. Yeterli koşuyu yaptığınızda hem vücudunuzdaki kaslar fazla gelişir hem de yağ kaybedersiniz. Koşuyu mümkün olduğunca durmadan yapın. Örneğin koşuya başladınız çok yorulana kadar durmayın. Çok yorulduğunuzda ise hızlı yürüyüşe geçiniz. Bir dakika kadar hızlı yürüyüşten sonra yorulana kadar daha hızlı koşmayı deneyin ve yorulunca hızlı yürümeye başlayın. Vücudunuz bunları gerçeklestirdikten sonra yağları yakmaya başlayacak ve kaslarınızı geliştirecektir. Ayrıca sürekli bir hızlı koşu, bir hızlı yürüyüş yaptığınızda bacaklarınız hızlı yürüyüş için daha fazla koşacak ve yürümeyi nimet olarak sayacaktır. Unutmayın, yavaş yürüyüş kilo verdirmek için bir işe yaramaz.
Eğer kendinize çok fazla güveniyorsanız ağır sporlara yazılın. Body yapın, vücut geliştirin demiyorum! Kickbox'a yazılın. Kickbox hocanıza kilo vermek istiyorum derseniz, sizi dövüş değil, kilo vermeye yönelik spor programıyla çalıştırır. Bana göre en etkili yöntem budur. Boks ve kickboks sporu, size kilo verdirtmeyi geç, sımsıkı bir vücut verir.
Bunlar yanında yediklerinize mutlaka dikkat edin. Yağlı yiyeceklerden kaçının ve protein karbonhidrad ağırlıklı yiyecekleri tercih edin, sebze tüketin. Unutmayın size çok saçma gelen bir spor size hayalinizin vücudunu verebilir. Buna örnek olarak sadece ip atlamanın ciddi anlamda göğüs ve omuz kası yapması gibi.

Saygılarımla.

9 Aralık 2012 Pazar

Opinion Essay Nasıl Yazılır İpuçları ve Essay Örneği

OPINION ESSAY (Argumentative / Persuasive)

Bu tür essaylerde her essay gibi introduction paragrafı ile başlanır (Hook + Background information + Thesis Statement + Your opinion ) anlatılamk istenen şey detaylıca okuyucuya sunulur. Daha sonra, Body paragrafına geçilir. Ancak dikkat edilmesi gerekilen şey Body1 ve Body2 olarak iki adet body paragrafı olmalıdır. Çünkü birincisinde bir görüşü savunacağız, ikincisinde ise onu yalanlayıp karşıt çıkacağız ve ikinci paragrafta karşıt düşünceyi savunacağız. Ardından ise conclusion paragrafında anlatılmak istenen şeyi verip kısaca özetleyip bitireceğiz.

OPINION ESSAY ÖRNEĞİ
COMPUTER

       Computer is the most important thing in the World. Have you ever use computer? Computer is very useful. If you use computer, your life will be easier. In my opinion everybody should use computer.
       Computer has a lot of benefits. First of all, If you use computer, you should sell your stuff and items in the internet. Secondly, if you have a computer, you will need a better one. If you boring, you can play games or surfing in the internet. After than, if you user of computer, you are lucky, because you can earn money from the internet. If you a student, you can do homework easily with your computer.
      Some people don't use and don't love computer. Because they thinks computer is very harmful for their children. Somebody thinks computer is invent of demon. This people are is not sell their items. this people are maybe very old. They are not grown up with computer. They prefer watch TV.
      As you can see if all people use computer, life will very easily but somebody don't agree me, because they didn't use computer.


Görmüş olduğumuz gibi basit bir opinion essay. inroduction ile girişimizi yapıp konuyu vermişiz, daha sonra body1'de bilgisayarın faydalarından bahsedip savunmuşuz, body2'ye geçip body1'deki düşünceye karşıt bir paragraf oluşturmuşuz ve as you can see diye başlayan conclusion paragrafımızla makalemizi tamamlamışız.

Essaylerin zor bir yanı yoktur bunları zamanla yazılarımı okuyarak görebilirsiniz. Umarım yeterince açık anlatmışımdır, şimdilik görüşme üzere...

Saygılarımla.




30 Kasım 2012 Cuma

Cause and Effect Essay Nasıl Yazılır ve Cause and Effect Essay Yazmak İçin İpuçları

   CAUSE AND EFFECT ESSAY - NEDEN SONUÇ MAKALELERİ

  Cause, Türkçe olarak neden anlamı taşımaktadır. Bu makaleler size bir şeyin neden olduğunun cevabını mutlaka vermelidir. Effect ise daha çok sonucu belirtir. Makalenin effect kısmı, cause kısmındaki nedenlerin sonuçlarını bizlere vermelidir.

Kısaca bir örnek verelim.

My leg is broken 
Ayağım kırıldı
Therefore, I can't run
Bu yüzden, koşamam.

Bu konuda unutulamaması gerekenler, asla konudan sapılmamalıdır. Örneğin siz nedende kibritin yanmasından bahsediyorsanız, sonuçta suyun akmasından bahsedemezsiniz. Mutlaka kibrit yandığında olabilecek bundan doğabilecek şeyler yazmalıyız. Kibrit yandı; perdeler tutuştu, kamp ateşi yandı, karbonmonoksit salgılandı, gibi örnekler verebiliriz. Makalelerde illaki kendi yazılarınızı, sözlerinizi yazmak zorunda değilsiniz. Başkalarının sözlerini, profesörlerin, sanatçıların, aklınıza gelebilecek herkesin sözlerini alıntı yapabilirsiniz. Bu alıntılar makalenize (essay) destek verecek ve onu güçlendirecektir. Makalenize başlık yazmayı asla unutmayın. Unutmayın her essayde başlık olmalıdır. Çünkü nelerden bahsettiğiniz çok önemlidir ve konunun özeti essay başlığında verilir. Her essayimizde olduğu gibi, cause and effect essayde de conclusion (sonuç) paragrafı olmalıdır. Conclusion paragrafında bildiğiniz üzere paragraf sonuca bağlanır ve okuyucuya istediği verilir.

Saygılarımla.


  

13 Kasım 2012 Salı

Teknolojinin İnsana Egemenliği

Şimdiki yazımda telefonların, bilgisayarların, mp3 playerların, televizyonun, kısacası teknolojinin insanlık üzerinde nasıl bir egemenlik kurduğunu ve onları nasıl esir aldığına değineceğim. Teknoloji Dünyamızı ve bizleri öyle bir esir aldı ki, artık bunun örneklerini küçük bir çocuk bile verebilir. Mesela ilk öğretim 4. sınıf öğrencisinin elinde iki bin liralık dokunmatik telefon var günümüz 2012'sinde. Çoğu kişi müzik dinlemeye öyle alıştı ki, artık kulaklığını evde unutanlar otobüslerde intihar etme seviyesine geliyorlar, müziksiz yolculuk yapabilen az insan kaldı diye düşünüyorum ki düşünmeden edemiyorum. Şu an çoğu 30 yaş altı gençlerimizin ellerinde telefon var ve anlattıklarınızı dinlemeyecek kadar kendisini kaptırmış derecedeler, inanılmaz bir hızda  çatır çatır yazı yazıyorlar helal olsun. Çoğu Türk gencinin en az iki adet telefonları var. Söyledikleri şey ise "bunu mesajlaşmak için bunu internet için kullanıyorum" tam olarak bu. O da güzelmiş arkadaşım güldürdün, ne yani teknoloji her şeyi yapıyor hem mesajı hem interneti aynı anda sağlayamıyor mu? Hadi yeme bizi de meselenin hava cıva olduğunu söyle. Neyse, televizyonlara gelelim. Televizyonlar şeytan icadı olarak bilinir yaşlılarımızca. Değerleri eski model hatta biraz zorlarsanız yeni ama ikinci el araba fiyatına kadar bile televizyon var. altı bin liraya televizyon mu olurmuş hiç? Ama olsun televizyondan facebook'a girmeden de olmaz ki, bizim suçumuz mu? Bilgisayarlara değinelim biraz da, akıllı olabilirseniz yatarak bile para kazanabilirsiniz bilgisayar üzerinden. Ancak her şeye aşırı derecede hakim olmalısınız. Evinizde çocuğunuz kardeşiniz varsa aman diyeyim, benim dört yaşındaki kuzenim evlerine gittiğimde kafasını kaldırıp yüzüme bakmıyor. "Abi" den başka bir şey söyleyemezken notebook'un touchpad (mouse)ini öyle güzel kullanıyor ki, ben onun gibi kullanamıyorum. Şimdiden söyleyeyim size mankafa bir nesil yetişiyor ki umarım inşallah öyle olmaz. Bir söz der ki "Milletin kaderi mühendislerinin becerilerine bağlıdır". Bence şu an yetişen bilgisayar bağımlısı nesil oyunlardan kafasını kaldırmayıp, bilgisayarda daha verimli şeyler yapma gereksiniminde bulunmazlarsa ileride maalesef mühendis çıkması çok zor Türkiye'mizden...

Saygılarımla.

11 Haziran 2012 Pazartesi

Türk Televizyon Dizileri

        Öncelikle herkese merhaba! Bu yazımda Türk dizilerini ele almak istiyorum. Günümüz Türkiye'sinde televizyonlarımızda izlediğimiz diziler ve filmlerin hali apaçık ortada, adeta seyir çöplüğü denebilecek sıfatta. Filmlerimiz bir nebzede olsa iyi denebilir, ancak dizilerimize söylenebilecek tek bir sözüm var ki vasat! Örneğin 10 yıldır ölmeyen bir süper kahramanımız var, kendisi mermileri asla bitmeyen silahlara, büyük bir ordunun eline düşüp kurtulabilecek derecede güçlere ve kimsede olamayacak iradeye sahip bir insan.Evet Polat Bey'den bahsediyorum.Oynadığı dizi on yıldır ekranlarda, kime sorsanız asla izlemiyor, reyting seviyesi her zaman en üstte. Ben anlamadım gitti, madem izliyorsun neden yalan söylüyorsun? Şimdi başka bir dizimize bakalım. Gençlik dizisi, ama sözde gençlik dizisi. Af edersiniz yakışıklı, güzel gençlerimizi oynatıyorlar. Aralarından biri özür dileyerek söylüyorum aptal rolünde, diğerleri tabi ki çok aşırı zenginler, aralarında saçma sapan aşk oyunları oynuyorlar. Sanırım yönetmenleri hiç bizim gözümüzden bakmıyorlar. Çünkü yaptıkları dizileri ancak küçük yeni yetme çocuklar izler ve zevk alabilir. Başrol oyuncuları zamanla komikleşmeye, dalga konusu olmaya başlıyor, anlamıyorsunuz bile.Tamam diziler zaman geçirmek için yapılmış olabilir ancak bir işi yapıyorsan hakkını vererek yapacaksın! Bakınız yabancı dizilere, adamların en kötü dizileri bizler tarafından her hafta konuşuluyor "ne oldu?", "ne bitti?" diye. Örneğin The Walking Dead! Hayatımda gördüğüm en muhteşem ve en mükemmel dizi. O bir efsane. Oyuncular arasında öyle bir bağ var ki, sanki normal yaşamlarında bir apartmanda oturan gayet yakın komşular. Herkes rolünü öyle iyi yapıyor ki, diziye saygı duyuyorum ve onu izlemenin vakit kaybı olduğunu asla düşünmüyorum. Yabancı dizilerin çoğunda dikkat ederseniz bir tane başrol yok. Herkes başrol gibi oynadığından belli bir süre sonra dizilerde isteyen kişi bir anda ölüyor ve dizide bir değişme olmuyor, ağzınız açık izliyorsunuz. Adamlar sistemi çok iyi kurmuşlar, bence bizim yönetmenlerimiz önce dizi çekmeyi öğrenmeli sonra diziyi çekmeli. En azından bir tane yabancı dizi takip etmeliler, feyiz almalılar. Nereden baksanız evinde internet olan her Türk genci en az 2 tane yabancı dizi izliyor. Benim anlamadığım nokta, biri ben falanca yabancı diziyi izliyorum deyip bir anda kendi arkadaşları arasında "vaaay!" gibi tepkiler alıyorken. Ben sihirli annem izliyorum diyen bir kız "ıyyy!" gibi bir tepki alıyor. Peki bu neden böyle oluyor? Aslında bu soruları paranın efendisi olmuş yapımcılara sormak lazım "NEDEN!" diye.

Neyse bu kadar eleştirdiğimiz yeter. Umarım dizilerimize artık farklı bakarsınız. Benim tavsiyem boş şeylerle kafamızı yormamamızdır, artık neyin boş neyin dolu olduğuna siz karar verin...

Saygılarımla...

25 Mayıs 2012 Cuma

C Programlama Diline Giriş


 C Programlama Diline Giriş    
   
  C, 1970'lerin başında UNIX işletim sistemi için geliştirilmiş bir programlama dilidir. Bu programlama dili günümüzde hemen hemen tüm işletim sistemlerinde kullanılır. Bununla birlikte C'yi kullanarak uygulama programları yazmak da mümkündür. C++, Java, C# gibi programlama dilleri C dilinden üretilmişlerdir.

         C programlama dilinin diğer dillere oranla sayılamayacak derecede çok teknik avantajı vardır. Programlamaya yeni başlayan herkes için C'nin öğrenilmesi her zaman zor olmuştur. Çünkü bilgisayar programlaması sadece bilgisayar kodu demek değildir. Bu bölümde her programcının ilk yaptığı şeyi, yani ekrana "Merhaba Dünya" yazdıran programı birlikte yapalım ve C programlama dili kodlarına hızlı bir giriş yapalım



1.     /* C programlama dilinde ilk programimiz
2.     "merhaba dunya"  */
3.
4.     # include < stdio.h >
5.
6.     int ( main)
7.    {
8.              // mesaji ekrana yazdiriyoruz
9.              printf  ( " merhaba dunya  \n" );
10.
11.            return 0;
12.   }

Program Çıktısı

    merhaba dunya
    press any key to continue

     Program Açıklaması

     İlk programımızın çıktısında "merhaba dunya" çıktısını verdik. Bu program çok basit bir programdır fakat, bütün C programlarında olması gereken önemli temel özellikleri taşımaktadır. Yukarıdaki programımızı şimdi daha yakından inceleyelim.
     Birinci satırın başında /* işaretleri, ikinci satırın sonunda */ işaretleri bulunmaktadır. Bu işaretler arasında kalan satırlar yorum satırı olarak isimlendirilir.

   # include < stdio.h > 
   
     dördüncü satır  # işaretiyle başlamaktadır. Bu işaret C önişlemci için emir niteliği taşır. Program derlenmeden önce  # ile başlayan satırlar işletilir ve programa dahil edilir. stdio.h header dosyası C programlarında giriş çıkış işlemlerini yapan kütüphane fonksiyonlarını içermektedir. printf de bunlardan bir tanesidir.

    int  main ( )

    C Programları çok sayıda fonksiyon içerebilir. Bunlardan birisi kesinlikle main olarak isimlendirilen fonksiyon olmak zorundadır. Çünkü bu programlama dilinde program akışı main fonksiyonundan başlar.

   printf ( " merhaba dunya   \n  " );

   printf, yukarıda bulunan stdio.h dosyası içerisinde bulunan bir kütüphane fonksiyonudur. Kullanıcıya mesaj verme, nümerik ve alfa nümerik değerleri ekrana yazdırmak için kullanılır. Farkındaysanız programımız ekrana "merhaba dunya \n " yazdırmadı. Bunun sebebi " \n " nin bir escape karakter olmasıdır. Aşağıda bazı escape karakterler ve bu karakterlerin işlevleri gösterilmiştir.

  \n      Yeni satır, imleci bir sonraki satırın başına getirir.
  \r      Satır başı. İmleci içinde bulunan satırın başına getirir.
  \b      Backspace tuşunun işlevini yerine getirir.
  \a      Alarm. Sistem zilini çalar.
  \t       Yatay sekme. İmleci bir sonraki sekme durağına hareket ettirir. 

Gördüğünüz gibi C programlama dilinin pek bir göz korkutucu zorluğu yok. İlk programınızı şimdiden kolayca yazdınız bile...

Herkese iyi günler.

17 Mayıs 2012 Perşembe

Filmlerde Yeşil Perde Efektleri ve Greenbox

Herkesce merak edilen, izleyicilerin beğenisini kazanan, helikopterlerin patladığı, binaların yıkıldığı, denizlerin köprüleri yuttuğu Hollywood filmleri nasıl mı çekiliyor? Filmlerde Yeşil Perde Efektleri işte böyle yapılıyor. Hollywood filmleri işte böyle çekiliyor. İşte greenbox teknolojileri ile yapılan sahneler. Göreceğiniz gibi hayalgücünde hiçbir zaman asla kısıtlama yok!